23 Aralık 2024 Pazartesi

ÇALIKUŞU/REŞAT NURİ GÜNTEKİN

Seslendiren: Egemen Yıldız                                 

 ÇALIKUŞU

Reşat Nuri Güntekin (1889-1956) Darülfünun Edebiyat Şubesi’ni 1912’de bitirdikten sonra Bursa Sultanisi orta kısmına Fransızca öğretmeni olarak atanır. Daha sonra öğretmenliğini İstanbul’da sürdüren Güntekin, Bursa anılarına yaslanan “Harabelerin Çiçeği” romanını 1918’de bir gazetede Cemil Nimet takma adıyla yayımlar. Bursa’da bulunduğu sırada daha çok tiyatro üzerine düşünmek ve yazmak azmi taşıyan Güntekin yine Bursa gözlemlerinden izler de taşıyan “Çalıkuşu” romanını da ilkin “İstanbul Kızı” adı altında dört perdelik bir tiyatro oyunu olarak yazar ve Darül- bedayi’ye teslim eder. Oyunu kabul edilmeyince metni roman olarak yeniden düzenleyerek “Çalıkuşu” adı altında 1922’de yayımlar. “Çalıkuşu” romanı Türk edebiyatının en çok okunan ve sevilen eserlerinden biri olarak günümüze kadar ilgi görür.



ÇALIKUŞU ROMANINDAN ALINTILAR...

"Çok sevmek yetmez; mühim olan güzel sevmek.’’

Adam sen de! İnsanı en yakın akrabaları kalpsizce vurduktan sonra yabancılar vurmuş ne çıkar? Ben o Zeyniler'de de mesut olmasını bileceğim. Gönüller şen olsun!

-Cavurun kızları, bırakın cızı, be.Hepinizi çeserim! ( Zeyniler köyündeki cesur, yaramaz ikide bir dolaba kitlenen Vehbicik Muniseyi diger mektepli şimarik bebelere karşı savunurken)

Peki Munise dedim, baban sana acımıyor mu? Cahilliğime acır gibi, derin derin yüzüme bakıp gülümseyerek: -O bana acıyor, ben de ona acıyorum, dedi. İkimizin de elimizde bir şey yok ki... Bu sözleri söylerken, öyle bir göğüs geçirmesi, iki elini açarak bu minimini avuçlarındaki çaresizliği, öyle bir göstermesi vardı ki yüreğimi eritti.

İşte üç sene evvel bir sonbahar akşamıyla beraber ölen genç kızlık rüyalarım, kendi küçüklerim, sonra Munise, onun arkasından belki kalbimin öksüzlüğünü avuturlar diye ümit ettiğim talebelerim. Yavrularını tehlikede gören bir ana kuş hırçınlığıyla üstlerine titrediğim bu şeyler, sonbahar yaprakları gibi birer birer sararıyor, dökülüyor.

Ah, şu çocuk gözlerindeki minnet! Dünyada, bir parça iyilik edebilmekten daha güzel bir şey olmuyor. (Ah be Münise Fırtına içinde viran Bir gemi teknesi gibi sallanan bu sefil ve karanlık oda, ocağın kızıl akisleri içinde birdenbire öyle munis ve mesut bir yuva olmuştu ki...O küçük yüreğinde ne acılar taşıyorsun. )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder