BİR BAYRAMDIR ERGUVAN BURSA’DA
Bursa’da metfun, Molla Fenari ve Emirsultan gibi çok bilinen
manevi önderlerin haricinde yetmiş bin evliyanın daha nefesleriyle şehre hayat
verdiklerini öğrenmek, peşine düştüğüm ikinci zamanı daha da gizemli hale
getirdi. Efsaneleri dilden dile dolaşan, destanları masal hüviyetine bürünüp
çocukların rüyalarını süsleyen, hikâyeleri râvilere güç veren isimlerin bugün bile
her sokak başına asılan tabelalarda gözümüze ilişmesinden, iyiliklerin
güzelliklerin o sokakta yaşayanlara sirayet etmeyeceğini kim iddia edebilir? Kabul
edelim, bugün en çok ihtiyacımız olan kavramlar; sevgi, hoşgörü ve dostluk
kavramları değil midir? Bunları dışladığımız için oluşmuyor mu bütün kavgalar,
önyargılar, nefretler, kinler?
Bursa’ya gelişimin üçüncü ayında gerçekleşen bir etkinliği
kaydetmeden geçemeyeceğim. Erguvan Bayramı... Bursalılar dört yüz elli küsur
yıldır kutlanan ve yüzyıl öncesine kadar devam eden bir geleneği yeniden
yaşatmaya karar vermişler. Bilirsiniz Erguvan, her yıl mevsimin değiştiğini,
tabiatın ağır uykusundan uyandığını haber veren bir ağaçtır. Salkım saçak
çiçekleriyle çevresine güzellikler yayar ve toprağı zenginleştirerek
etrafındaki bitkilerin gelişimine katkıda bulunur. Aynı Emirsultan’ın, bilgelik,
hoşgörü, erdem, ahlak, iyilik, doğruluk ve sevgi dağıtan öğretisi gibi.
Erguvan Bayramı; her meslekten, her tabakadan insanın buluşmasını
ve halkın müşterek bir gayede kaynaşmasını simgeliyor. Asırlar boyu Emirsultan
ve sevenleri erguvan bayramında buluşmuşlar aynı tepede. Bu geleneğin bugün
bile yaşıyor olması, eskiye özlemin ötesinde bir şeydir bana göre.
Eski devirlerde Bursa şahsında millet hayatında huzur,
bereket ve kardeşliğin canlı kalmasında derin tesirler uyandıran bu geleneğin
ısrarla gündemde tutulmasına getireceğimiz açıklama aynı zamanda bu şehrin
neden şehirler sultanı olduğunun da ipuçlarını verecektir...
Bursa bu ve bunun gibi, küçük bir topluluğun katılımıyla gerçekleştirilen
etkinliklerle değil de, halkın büyük çoğunluğunun katıldığı etkinliklerde bir
araya gelip geleneksel değerlerin yaşatılması noktasında en uç örnekleri
sergiliyor. Osman Gaziyi andıklarında fetih ruhunu ve kuruluş heyecanını canlı
tutarken; Murat Hüdavendigar Han’ı anma törenlerinin bir kolu Kosova’nın başkenti
Priştine’ye kadar uzanıyor... Anmaların, anlamaya uzanan bir yol olduğunu
biliyor bu şehir...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder