İsmail Hakkı Bursevî İçin Bursa’nın Önemi
Bursa, İsmail Hakkı Bursevî’nin hayatında manevi ve ilmi gelişiminin merkezini oluşturmuştur. Burada Celvetî tarikatının önde gelen isimlerinden biri haline gelmiş ve önemli eserler kaleme almıştır. Özellikle "Rûhu'l-Beyân" adlı tefsiri, en bilinen eserlerinden biridir. Bursa'da birçok talebe yetiştirmiş, halkı irşat etmiş ve cami-mektep gibi ilim yuvalarının inşasına öncülük etmiştir.
Onun için Bursa, sadece bir ikametgâh değil, aynı zamanda manevi bir merkez olmuştur. Üsküp’ten Bursa’ya göçü, yaşadığı zorlukların ardından Allah’ın ona bir lütfu olarak görülmüştür. Bursa, ona huzur, ilham ve ilim yolunda ilerleyebileceği bir ortam sağlamıştır. Ömrünün büyük bir kısmını burada geçirmiş ve 1725 yılında Bursa’da vefat etmiştir. Bugün de türbesi Bursa’da yer almakta ve sevenleri tarafından ziyaret edilmektedir.
İsmail Hakkı Bursevî’nin Bursa’daki varlığı, şehrin tasavvufî kimliğini pekiştirmiş ve Osmanlı tasavvuf geleneğinde önemli bir yer edinmesini sağlamıştır. Bu yüzden Bursa, onun için sadece bir şehir değil, ilahi hikmetin tecelli ettiği bir yurt olmuştur.
Üsküp’ten Bursa’ya Hicreti
İsmail Hakkı, 1096/1685’te şeyhi Osman Fazlı’yi ziyaret için Üsküp’ten İstanbul’a gelir. Bu sırada Osman Fazlı, İsmail Hakkı’nın Üsküp’ten ayrılmasını ister. Ne kendisi bu ayrılığın sebebini sorar ne de şeyhi ona bir açıklama yapar. Bunun üzerine hemen Üsküp’e dönen İsmail Hakkı, ailesini alarak Bursa’ya hicret eder.
Aradan iki yıl geçmeden Üsküp ve çevresi düşman işgaline uğrar. Bölge büyük zarar görür, şehir harap olur ve pek çok insan hayatını kaybeder. İsmail Hakkı, şeyhinin emrine uyarak Üsküp’ten ayrıldığı için kendini şanslı görür ve bunun ilahi bir lütuf olduğuna inanır.
Ancak Üsküp’ten ayrılırken derin bir hüzün duyar. Osman Fazlı, onu teselli etmek için hayır dualar eder. İsmail Hakkı, şeyhinin bu duasının gerçek olduğunu Bursa’ya göç ettikten sonra anlar. Üsküp, düşman istilasıyla büyük yıkım yaşarken, o ve ailesi Bursa’da güvenli bir hayat sürmeye başlar.
İsmail Hakkı, bu zorunlu göçü ve Bursa’ya yerleşmesini şu dizelerle anlatır:
Diyar-ı Rûm’a sakın basma kadem hicret ile
Azimet et Anadol semtine saadet ile
Diyar-ı Rûm'u ko arz-ı mukaddese azmet
Medine Mekke'ye er pâye pâye himmet ile
Diyar-ı Bursa’da Sebzî Efendi hânesine
Şükür ki biz de duhûl eyledik inayet ile
Ne denli mihnet-i hicret çekildi âlemde
Hudâ’nın oldu hele şimdi lutfu gayet ile
Recâm odur kerem-i Hazret-i Hak’tan Hakkı
Medine cânibine sevk ide hidayet ile
(Divan, 539/336)
Bu şiirinde İsmail Hakkı, Rumeli’den ayrılıp Anadolu’ya gitmenin daha hayırlı olduğunu vurgular. Kendisinin Üsküp’ten Bursa’ya göç ettiğini, burada Sebzî Efendi’nin evinde kaldığını anlatır. Çektiği zahmetlere rağmen Allah’ın ona lütfettiğini ve en büyük dileğinin Medine’ye gitmek olduğunu ifade eder.
Ne safalar süresin ahiri kâr
Ey gönül, bir iki gün sabreyle
Dağılır bir gün olur hep efkâr
Ey gönül, bir iki gün sabreyle
Bu hazanın olur encâmı bahar
Bir olur gözler yine leyl ü nehar
Etme ağyâra derdin izhâr
Ey gönül, bir iki gün sabreyle
Saçılır ebr ü gür yanar hurşîd
Gam u gussa günü gider gelir id
Kudretiyle olur karîb ba‘îd
Ey gönül, bir iki gün sabreyle
Sabırdır şân-ı evliyâ gerçek
Sabırdır hâl-i enbiyâ gerçek
Etme şekvâ, bu kârdan el çek
Ey gönül, bir iki gün sabreyle
Derd ile kaldı gitti mi Eyyûb
Hüzn ile bitti yitti mi Ya‘kûb
Sen dahi Hakkî mübtelâya uyup
Ey gönül, bir iki gün sabreyle
Bursevî, Bursa'ya yerleştikten sonra Tuzpazarı semtinde kendi adını taşıyan bir cami inşa ettirmiştir. Vefatının ardından, 20 Temmuz 1725 tarihinde, kabri bu caminin kıble tarafına defnedilmiştir.
Çeltik, H. (2006). Bursalı İsmail Hakkı'nın eserlerinde hayatına dair anekdotlar. İlmi Araştırmalar, (22), 33-49.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder